Bazı tanımlamalar birbirine çok benzer ama bir tanımın önüne bir sıfat koyduğumuzda bazen o tanımı baştan aşağı değiştirebilir. Türk olmak ile Büyük Türk olmak arasında da çok büyük farklılıklar vardır. Dünya’daki her bir insanın ırkı,nesli,soyu farkındalık göstermekte ama dünya tarihine baktığımız zaman zor şartlara uyum sağlamada,cesarette,cihangirlikte ön plana çıkan toplum Türklerdir. Yüce Kitabımız İlahi Kadimde ve Hadisi Şeriflerde ve Türk kadim bilgilerine kaynaklarına bakacak olursakta Türkler için şu şekilde bahsedilir.
Allahü Zülcelâl Hazretleri, Kuran’ı Kerim’de, öyle bir kavim getireceğim ki, onlar Allah’ı severler, Allah da onları sever buyurmuştur. Yine Türklerin en önemli şaheserlerinden Divan-ı Lügat Türk’te de şöyle bahsedilir. “Benim bir ordum var onları kuzeye yerleştirdim ve onlara Türk dedim yapıtlardaki betimlemeler farklı olsada aslında “Türk” ünvanın Yüce Yaratıcı tarafından isimlendirildiği söylenebilir ve başka hiçbir millete ise Allah tarafında isim verilmemiştir.
Allah(C.C) tarafından müjdelenen bir toplum olduğumuz kadim sırlar ve kay aklarda açıktır. Bu sözlerim asla Irkçılık olarak algılanmasın ki zaten Dünya’daki tüm toplumlara ve milliyetlere sonsuz saygımız vardır. Mevzubahisimiz Türkler olduğu için kaynak bulmada çok zorlanmıyoruz çünkü üç kıtada da Türk’lerin ayak izinin bulunması işimizi daha da kolaylaştırıyor
Şimdi gelelim asıl konumuza Türk olmak ile Büyük Türk olmak arasında ki farkı ortaya koymak çok önemli bir konu çünkü dünyada şuana kadar gelmiş geçmiş tüm Türk Hükümdarların amaç ve kaideleri Yaşadıkları döneme göre değişiklik göstermiştir. Ama hiç kuşkusuz Türk’lerin en büyük amaçları gerçekleştirme arzusu İslamiyet’i kabul etmeleri ile başlamıştır bin yıllık gelenek olan Kızılelma inancı İslamın hilali ile bütünleşmiştir.
Şüphesiz Türkler için en büyük kızılelmalardan birisi tarih boyunca bir çok hükümdarın arzuladığı Peygamber Efendimiz S.A.V övgüsünü kazanabilmekti.
Ertuğrul Gazi’nin Hayme anaya Denizleri aşacağız devlet olacağız ana demesi Peygamber Efendimizin övgüsü almak için yola çıkacağız demekten başka bir anlam taşımıyordu.
Yıldırım Beyazıt mahlasına yakışır ordusu ile İstanbul Surlarına gelirken yine aklında o kutlu övgüye ulaşmak vardı. Ve çağ açıp çağ kapatan büyük komutan Fatih Sultan Mehmet Han bu övgüye nail olacak ve artık İslamın Sancağı üç kıtaya yaymak için yeni bir kızılelmaya adım atacaktı.
İşte tüm bu hedefler ulaşılmak istenen büyük amaçların izinden gitmek Büyük Türk olmanın kaideleri idi. Asla Dünya’ya hakim olma cihangirliğin o baş döndüren şımarıklığı Osmanlı Tebaasında yoktu bir amaç vardı cihangirlikten önce aynı Osman Gazi’nin Orhan Gaziye dediği gibi Oğul Bizim Davamız Allah yoludur bizim davamız kuru kavga ve cihangirlik değildir. İşte bu söz Büyük Türk olmanın ilk adımını bize gösteriyordu ana kâide önce İlahi Rıza idi
Türk tarihine baktığımız zaman bir anda muazzam bir hanlık,imparatorluk olan çoğu devletin cihangirlik şımarıklığına kapılması ile bir anda tarih sahnesinden silindiğini görüyoruz en güzel örnek Timur Hanlığı
Timur Lenk, nam-ı diğer Aksak Timur. Tarih derslerinde çoğumuzun ilk kez 1402 Ankara Savaşı ile tanıdığı Timur Lenk, Geç Ortaçağ’ın en kanlı meydan muharebelerinden birini Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazit ile vermişti. Ankara Savaşı sonunda yenilen ve Fetret devrine giren Osmanlı, yaklaşık 11 yıl boyunca büyük bir iktidar boşluğu yaşadı.
Peki Moğol imparatoru olarak bilinen Timur, aslında Türk olabilirmiydi? Timur Türk ise nasıl oluyor da dönemin en kudretli Türk devleti ile savaşa girebilmişti?
Neden biz Timur Han’ı tarih derslerinde işlemiyoruz?”
– Timur Müslüman’dır ve Türk’tür. Bunda kuşku yok. Hatta meşhur Tüzükat‘ında kendisini “Allah’ın kılıcı” olarak tanıtmaktadır.
Ama Türk büyüğü olup olmadığı tartışılır. Büyük olmak için büyük hedeflere sahip bulunmak lazımdır. Meselâ, Timur’un meşhur rakibi Yıldırım Bayezid’in Peygamber müjdesi istikametinde İstanbul’u fethetmek gibi büyük ve kalıcı bir amacı vardı. Her adımını buna göre atıyordu.
Oysa Timur amaçsızdı. Ya da amacı cihangir olmaktan, şan-şöhret bulmaktan ibaretti.
Zaten bu yüzden Yıldırım’la boy ölçüşmek, onu yenip şanına şan katmak istemişti.
Yine bu yüzden istila ettiği ülkelerde bir düzen kurmuyor, yakıp yıktıktan sonra (Sivas ve Bursa örneği) başka hedeflere yöneliyordu.
Hatırlayalım ki; yerle bir ettiği Osmanlı Devleti, hedef sahibi olduğu için, Fetret Devri’ni (1402’den 1413’e kadar süren kargaşa dönemi: Bu dönemde Osmanlı coğrafyası, Yıldırım’ın oğulları tarafından paylaşılmış, Timur’un hortlattığı Anadolu beylikleri de buna eklenince Anadolu Birliği paramparça olmuştu) 10 yıl içinde aşıp, ondan sonraki 40 yıl içinde de İstanbul’u fethetti.
Bundan sonra da büyüyüp gelişerek yaşamını sürdürdü..
Timur İmparatorluğu ise, 1507’yi zar-zor buldu. Çünkü Timur, kalıcı hiçbir hedef belirlememiş, kendisiyle kaim bir imparatorluk kurmuştu.
Kendisi ölünce imparatorluk da dağıldı.
Bu fark, aynı zamanda, amacı olan insan ile amaçsız insan arasındaki farktır.
İşte tüm bu anlattıklarımız Türk olmak ve Büyük Türk olmak kavramlarını açıklıyor Türk Milleti her zaman tarih boyunca ismi ne olursa olsun muazzam şahsiyetler,liderler,kumandanlar,hünkarlar,hanlar,imparatorlar yetiştirmiş ama işte tanımda söylediğimiz gibi tüm bu tarihsel kişilikler ya Türk’tü ya da BÜYÜK TÜRKTÜ kimi cihangirliğin sarhoşu oldu kimi ise cihangirlikten önce Allah yolunda olmayı yeğledi ve Yüce Allah onlara ve soylarına gerçek cihangirliği yaşattı ve nasip etti. Şimdi artık herşey değişti artık dünyada cesaretin yerini düzenbazlıklar aldı kılıcın yerini kalem aldı,bilim aldı Batı düzeni kurdu Asya Ortadoğu kan ağladı ve ağlıyorda sadece ve sadece bir günü bekliyoruz Allah(C.C) bize müjdelediği o günü işte o gün tekrar hükmedeceğiz
KIZILELMAYA SELAM OLSUN
GÜRKAN DANIK
Bir yanıt yazın