Para bir ülkenin özgürlük ve egemenliğinin en büyük ifadesidir ve tarih boyunca da güçlenen, kendini güçlü hisseden gerek şehir devletleri ve gerekse diğer egemenlikler, bunu kendilerine ait para basarak ifade etmişler, çevrelerine ve tarihe egemenliklerini ifade etmişlerdir.
21.yy’nın en önemli ütopik düşüncelerinden biri küresel çapta bir para birimi oluşturmak,özellikle küresel keynesçiler ve post keynesçiler tarafından ortaya atılan bu kavram şuanki yaşadığımız dünyada büyük bir ütopyadan başka bir şey değil.
21.yy da küresel para biriminden anlaşılan şey dünyada süper güç ünvanına sahip bir ülkenin para biriminin küresel çapta değer görmesidir. Ama küresel keynescilerin,post keynescilerin ve bir çok iktisat okulunun savunduğu küresel para birimi kavramı ile şuanki bu düzen tamamen zıt bir durumu ortaya koymaktadır. Çünkü bahsettiğimiz iktisat okullarının tanımladığı küresel para birimi
Dünyada hiç bir fark gözetmeksizin hem gelişmiş ülke için hemde gelişmemiş ülke için geçerli olan bir sistemi kabul etmektir.
Artık dünyada kim süper güç ise finansal sisteme,küresel piyasaya,küresel üretime kim en büyük etkiyi yapıyorsa o ülkenin para birimi küresel bir nitelik kazanıyor ve tabiki söz konusu bu ülkelerin paralarının konvertibilitesinin bu kadar yüksek olması gelişmiş ülkelerin küreselleşen finans sisteminde büyük kazanç sağlamasına neden olmaktadır. Ve bu sistem böyle yürüdüğü içinde gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin ise cari durumlarını dengeleme şartını ve bu dengelemeyi oluştururkende ülkelerin kendi iç piyasaları için büyük sıkıntıların ortaya çıkmaması için çaba sarf etmesini gerekmektedir.
Küresel para konusunda Arestis ve arkadaşları dünyada farklı derecelerde konvertibiliteye sahip farklı kurların varlığı uluslararası kredi koşullarında bir standartın sağlanmasını engellediğini ileri sürmekte idi. Yazarlara göre bu durum yalnızca finansal küreselleşmenin önünde bir engel oluşturmakla kalmamakta,aynı zamanda gelişmiş ülkelerin orantısız bir biçimde yararlandığı bir küresel finansal sistem anlamına gelmektedir. Bu sorunun çözümü için ise tüm zorluklara rağmen bir küresel para birimine ve bir küresel merkez bankasına gereksinim vardır düşüncesi ortaya atılmıştır.
Küresel para ile ilgili çalışmalardan biri AB’nin tüm Avrupa kıtasını tek ülke kabul edip bu ülkeye ait olan bir para birimi ve ortak bir merkez bankası kurma düşüncesi ile birlikte kendisine bu hedefleri koymasına ve hatta bazılarını gerçekleştirmesine rağmen AB’ye üye olan ülkelerin gerek ekonomik istikrar durumları ile birlikte her üye olan ülkelerin şahsi problemleri ve farklı bakış açıları yüzünden bu amaçlarını tam manası ile gerçekleştiremediği söylenebilir.
Euro’nun tüm Avrupa kıtasında ve AB’ye üye olan çoğu ülkenin kabul ettiği bir para birimi olmasına rağmen Arestis ve arkadaşlarının ve post keynesyen iktisatçıların istediği bir düzeyde küresel para biriminin gerçekleştiği söylenemez.
Bir yanıt yazın